KİTABIN İLK 29 SAYFASINI PDF FORMATINDA İNCELEMEK İÇİN TIKLAYIN!
Mehmed Ali Hilmi Dedebaba Dîvânı
Revak Kitabevi
Istanbul 2012
Yayına hazırlayan: Gülbeyaz Karakuş
Revak Kitabevi’nin yayınladığı Dîvân, Hilmi Dedebaba hakkında kapsamlı bir giriş yazısı ile başlıyor.
Hilmi Dedebaba, tarihe yirmi sekiz yaşında dedebaba olan ilk Bektaşi olarak geçmiş. Postnişinliği döneminde Şahkulu Sultan Dergâhı çevresinde birçok imar faaliyetinde bulunmuş. Namazgâh, çeşme, sofa inşa ettirerek Dergâh’ı genişletmiş ve daha işlevsel hale getirmiş. Dergâh’a bir de kütüphane yaptırmış; ancak 1925’te tekkelerin kapatılması ile kütüphane, içerisindeki değerli yazma eserlerle birlikte bakımsızlıktan harap olmuş, zamanla metruk bir hale gelmiş. Hilmi Dedebaba neredeyse yeniden inşa ettirdiği Dergâh’ın giriş kapısına aşağıdaki tecdid kitabesini yazdırmış:
Gelüp bu hân-gâha sıdk ile Âşık ibâdet kıl
Hevâ-yı nefsini terkeyleyüp kesb-i saâdet kıl
Eger olmak dilersen hâl-i hayretden hulûsâne
Makâm-ı Hazret-i Şâhkulu Sultân’ı ziyaret kıl
Tasavvuf eğitimi yanında medrese eğitimi de alan Mehmed Ali Hilmi Dedebaba’ya ait üç eser tespit edilmiş: Dîvân, Kâşifu’l-Esrâr Reddiyesi ve Mehmed Ali Hilmi Dedebaba Erkânnâmesi.
Dîvân; gazel, kaside, murabba, müstezat, muhammes, müseddes, muaşşer, mersiye, kıta, müfred, beyit ve tarih düşme tarzında şiirleri ihtiva ediyor.
Eserin yayınlanmasına öncülük eden, Hilmi Dedebaba’nın aşçılığını yapmış olan Ahmed Mehdî Baba, ‘İfâde’ başlığı ile eserin ilk baskısında şu sözlere yer vermiş:
"Aşçılığını yapmakla müşerref olduğum sıralarda söylemiş oldukları bazı ârifâne şiirleri kaydetmiştim. Merhumun ismini yâd etmekle rûhunun şâd olmasına vesile, sadık kimselere mütevâzı bir hediye olması ve böylece hizmetini edâ edebilmek üzere bu değerli eserin yayınlanmasına aracılık ettim. Başarı Allah’tandır."
Dîvân’da, ayetler ve hadisler çok sık kullanılmış. Pek çok meseleye bu araçlarla işaret edilmiş. Dipnotlar ve açıklamalar Osmanlıca’ya aşina olmayanlar için de anlaşılır bir dil sunuyor.
Menzil-i tecrîde erdim hırs-ı nefsim terkedüp
Hacı Bektâş-ı Velî'nin çâkeriyim bî-riyâ
Hırs ve nefsi terk eden Müslümanların yazdığı eserler çok önemli, çünkü günümüzde hırs ve nefs Müslümanlar tarafından maalesef İslam adına kullanılıyor ve Din’in önüne geçiyor.
Dîvân’da, yalnızca yüzyıl önce insanoğlunun düşünce atlasının ve sevgi coğrafyasının, bütün bilgi birikimini toplu iğne ucu kadar alana sığdırabilen günümüz insanınınkine oranla nasıl geniş olduğunu kanıtlayan ifadeler mevcut; Lü'lü-i lâlâ gibi...
Müellifin yaşadığı an ve mekanda belki de kulakların aşina olduğu but tür ifadeler (Örn: Nâfe-i dil - Gönlün meydana getirdiği misk kokusu) günümüz okurunu her dizede hayretler içerisinde bırakabiliyor. Bu ifade gücü bir bakıma insanın kendisini yeniden keşfine yol açıyor.
Aşk ve güzellik de Dîvân'da fazlaca yer etmiş. Ancak günümüzün sevmek anlayışından çok farklı olarak, sevilenin methedilmesi kadar; sevmek eyleminin, aşkın yaşanma ve idrak biçiminin derinliği de öne çıkıyor.
"Elif" Ey Elif kametli dilber ey ruhü bedrü'd-dücâ
"Be" Bâ-i Bismillâh ile dîdârın olmuş pür-ziyâ
Hz. Ali, Hz. Hüseyin ve Kerbela Dîvân’da fazlaca işlenen konular arasında. Son bölümde ise, tarihlere ayrılmış olarak, devrin pek çok önemli ismine hitap eden şiirler görmek mümkün.
Bahar, çiçekler, doğa sevgisi detaylıca irdelenmiş. Gelincik, fesleğen, hanımeli, nilüfer, karanfil, lale, zambak, yasemin... Şiir bir anda gülistana, lalezara dönüyor ve insanı modern dünyanın keşmekeşinden, beton soğukluğundan, telaş ve gürültüsünden alıp, sükûta, huzura, idrak ve farkındalık meydanlarına taşıyor.
Bi-hamdillâh gidüp gam geldi Nevrûz-i neşât-efzâ
Bezendi sû-be-sû elvân çiçekle dağ ile sahrâ
.
Bu âlem-kim görürsün bir debistân-ı maârifdir
Kitâb-ı kâinâtı gel oku anla nedir mektûb
.
Gel mâ-sivâdan hubbu kes
Ayrılma Hakk'dan bir nefes
Allâh beş bâkî heves
Bu nefs-i emmâren nedir
.
Cennet akçe ile alınmaz sanma ey zâhid yürü
Akçe ile râzî et bir mü'minin kalbini al
Akçen ile girmek istersen cahîm-i esfele
Çarşû-yı câhiliyyetde libâs-ı küfrü al
Kitabı Yayına Hazırlayan:
Gülbeyaz Karakuş 1980 yılında Sivas’ta doğdu. Lisansını 2003 yılında Marmara Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Kelâm-Felsefe bölümünde tamamladı. 2007 yılında Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde “Osmanlı Düşüncesinde Yeni Üslûp Arayışları: Mîzan Gazetesi Örneği” adlı teziyle yüksek lisansını tamamladı. Hâlen Uludağ Üniversitesi Kamu Yönetimi Siyaset Bilimi Bölümünde doktora yapmaktadır.